14 Ekim 2014 Salı

Üniversiteye kapağı atmak

    Sınavlara çalışırken çok duyulan bir laf vardır. Üniversiteye kapağı attın mı rahatsın. Fakat gel gelelim işler hiçte böyle yürümüyor.

    Bir çoğumuz büyük bir çalışma ile istediğimiz yerlere gitmek için çırpınıyoruz. Üniversiteye geçince rahatlamak ve bir şekilde bitiririz mantığıyla düşünmeye başlıyoruz. Halbuki üniversite sizin lise hayatınızdaki çalışmadan çok daha yoğun bir çalışmayı içerecek. Üstelik üniversiteli olmanın verdiği heyecan ve fırsatla daha çok sosyal olmak ve daha bağımsız hareket etme isteğimizi de bu çalışma temposunun içine sokmanız gerekecek. Tüm bu karmaşa da aslında lisede ne kadar rahat olduğunuzu düşünmeden edemeyeceksiniz. Ben geçmişe baktığımda şuan ki çalışmamı eğer lisede yapmış olsam değil Türkiye Amerika birincisi bile olabilirdim diyorum:)

   Buradan şimdiden size bazı tavsiyeleri vermek isterim. Üniversite not ortalamanız sizin için her şeydir ve bunu iş işten geçtikten sonra düzeltemezsiniz. Her şey zamanında olmak zorunda. Öğrendiğiniz her bilgi her alanda karşınıza çıkacak ve hatırlamama veya unutma gibi bir lüksünüz yok. O yüzden üniversiteye başladığınız anda kendinizi bir rahatlığa kaptırmasanız iyi edersiniz.

    Bazı arkadaşlarımız bu tavsiyeyi yanlış anlayıp hayatını ders odaklı hale getiriyor ki bu da aslında çok yanlıştır. Meslektaşlarınızla bulunduğunuz bir ortamda son derece sosyal olmanın artısını iş hayatınızda da elbette göreceksiniz. Kariyerinizin temellerini attığınız yer burası olacak. O yüzden insanlarla bol bol ilişki kurup kendinizi geliştirin. Ayrıca arkadaşlarınız sizin haber ağınızdır. Üniversitede her şeyi kendi başınıza takip edemezsiniz. O yüzden haber ağınızı geniş tutun. Bu yılların bir daha gelmeyeceğini belirtmeme gerek yok sanırım.

    Hayatta her şey dengelidir. Sizinde üniversite hayatınızı dengeli kurmanız dileğimle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder