12 Ekim 2014 Pazar

Tıp şuan uygun bir seçim mi ve tıbbın geleceği nedir?

   Bir arkadaşlarımızdan gelen bir soru üzerine bu yazıyı yazıyorum. Çoğunluğu o soruyu cevaplayacak şekilde olacak.

    Sağlık sisteminin ülkemizde öteden beri bozuk olduğu aşikar. Evet bir yenilenme lazım. Ama günümüzde bu yenilenme doktorlara sorulmadan ve tamamen kâr prensibi üstünden gidiyor. Devletin sistemin başına getirdiği kişiler ne kadar kaliteli bir sağlık hizmeti verildiğini umursamıyor ne kadar çok kâr getirdiğine bakıyor. Bu prensip sonucu da çalışan maaşlarından kısma, çalışma sürelerini uzatma, daha fazla müşteri(!) çekme, daha az maliyetle daha çok iş görme prensibi üzerinden gidiyor.

   Doktorların buradaki durumuna bakılırsa doktorlardan istenen 5 dakikada bir hasta bak, en az tetkikle tanı koy ve gönder şeklinde işliyor. Bizim hastanemizde bir tam muayene ve hasta öyküsü yaklaşık 45 dakika sürüyor. Tabii ki bu son derece hızlı ve tecrübeli kişiler tarafından yapılabiliyor. Doktorun 45 dakikayı 5 dakikaya sıkıştırmaya çalıştığını düşünürseniz iş yoğunluğunu tahmin edersiniz. Tabii bunun sonucunda çoğu muayeneyi atlamış olacaksınız ve bu kararınızı da etkileyecek. En az tetkik olayını sağlamak için her hasta başına belirli bir miktar para belirleniyor ve siz o parayı aşacak sayıda veya maddiyatta bir tetkik isteyemiyorsunuz. Tetkikleri tam yapabilmek için ya hastayı gönderip bir daha getireceksiniz ki bu çifte müşteri(!) anlamına geliyor ya da elinizdekilerle yetinip kâr oranını aynı tutacaksınız.

   Bu doktorları şuan direkt olarak etkileyen performans sistemi dediğimiz şey. Onun dışında ülkede yapılacağı söylenen ve ortalığı allak bulak edebilecek şeyler mevcut bunlardan bazıları; Üniversite hastanelerinin kapatılıp yerlerine şehir hastaneleri açılması, hastanelerin yönetiminin ve takibinin ekonomistlerce yapılması gibi zamana yayılmış kademe kademe gerçekleştirilen planlar mevcut. Ayrıca buraya fakültelerin tıka basa doldurulduğu eğitim kalitesinin düştüğünü ve gerekenden çok fazla sayıda doktor çıkmasıyla ortalığın doktor kaynayacağını görmekte zor değil. Herhangi bir hastanesi onu bırak fakültesi bile olmayan okullar açılıp diğer okullarla birleştirilmesi durumu iyice çıkmaza sokuyor. Bu sadece 6 yıllık tıp öğrenimi için değil aynı zamanda uzmanlık içinde büyük sıkıntılar oluşturuyor. Yabancı doktor alınması da bu işsizliği gündeme getirebilir gibi gözüküyor.

    Politikalarla çok sıktığımın farkındayım biraz daha özet gideyim. Tıptaki yenilenme de neler geleceğini kimse bilmiyor ama ortada dönen dedikodular biraz da gerçeği yansıtıyor. Doktorlar daha iyi şartlar için özel hastanelere gidiyor vs.

    Peki bu şartlarda tıp seçilir mi? Öncelikle tıp seçmek bunlar olsun olmasın amansız bir çalışmayı beraberinde getiriyor. Ders yükü olarak çok ağır bir sisteme sahibiz. Tıptaki gelişmeler bitmek tükenmek bilmediği için bilgi yükü katlarla artıyor. Fakülte hayatında öğrenilen şeyler tıp bitince yarısı yanlış yarısı eski ve değişmiş. O yüzden sürekli bir yenileme getiriyor. Onun dışında öğrenilen şeylerin hafızalara kazınması gerekiyor ki hastaya karşı bir hata yapılmasın. Yani tıpa geldiğin zaman çalışmadan kaçış yok.

    Tıpta ki politik gelişmeler ne kadar doktorları bıktırsada doktorluk güzel bir meslek. O koşuşturmanın bile tadı bir ayrı heyecanı bir ayrı. Sırf bu yüzden 50'li yaşlarında afla okula dönenler var. Biraz hem severim hem döverim işine dönüyor bu iş. Doktorlara sorsan şikayetçi ama bırak mesleği dersen bırakmaz bırakamaz. Ben seçtim ve memnunum. Ama ben hayallerimde kendimi hep sürekli meşgul çalışan biri olarak hayal ediyordum ve öyle olmak istiyordum. Arada kızıyorum, sinirleniyorum, hocalardan azar yiyorum, bilgiyi unutunca karamsar bir hale giriyorum. Ama tıp yine de güzel umarım daha fazla mahvetmezler. Son olarak bu resim bir özet olsun :)

1 yorum:

  1. Okullu Eğitim sistemi ve sınavlarda gelinen nokta çok acı

    tus forumlarında iddialar “...Bundan 7-8 kadar yıl önceydi. 5-6 defa girdiğim ÜDS lerden 50-60 arası alıp duruyordum. Meşhur bir TUS dersanesinin Meşhur bir sahibi -ki iyi İngilizce bilmesi ile de tanınır- yerime ÜDS ye girebileceğini söyledi. "Sen de sarışın gözlüklüsün ben de, kimse anlamaz bile, ben böyle çok kişiye ÜDS-KPDS kazandırttım" dedi. Tabi teklifini "bütün akademik hayatımı b.k çukurunun üzerine bina edemem" diyerek reddettim. 1-2 sınav daha sürünüp kendim 71'imi aldım. Eğer yakalanırsa "sevgili JOKER abimin" aleyhine tanıklık ederim. Allah islah etsin, bir adamın her işi mi YAMUK olur ya?”

    http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=4964&page=62
    https://odatv.com/tus-sorularinin-calindigi-iddialarinin-merkezinde-bu-kez-hangi-cemaat-var-04031942_m.html
    http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=10037
    http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=4309
    http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=9306
    Ateş olmayan yerden duman çıkar mı
    tusdata ve veya uz.dr sami selçukbiricik in sponsoru olduğu drtus.com tus forumunda övünme ve güç gösterisi olarak anlatılan ösym den bilgi sızdırmalarını, ilişkilerini, bağlantılarını, görüşmelerini maddi güç ve fetö paralel yapı veya başka bir cemaat örgüt siyasi dava yapı bağlantısı olmadan nasıl yapılabileceği şayanı hayret bir konu olarak şüpheleri celbetmekte haklıdır tusdata ve özel asfa ferda koleji yönetim kurulu başkanı uz.dr. sami selçukbiricik iddia edildigi gibi feto paralel fethullah gülen mensubu mudur iskenderpaşa hakyol mensubu mudur bilinmez ve böyle olsa da olmasa da özkaya özel hayatı kendi tercihidir bu kısmına saygı duyulmalı ancak 15 Temmuz olayları davası gazileri ve şehitlerini yaşamış bu ülkede ilişkiler ağı Ağacın Kurdu kitabındaki gibi rahatsız edici giriftlikte.. Bu arada ösym nin sınava başkasının yerine girdiği tespit edilen tus Dersanesi sahibi ifadesiyle bu kişinin kamu oyunun anladığı kişinin büyük ihtimalle uz Dr Sami selçukbiricik olduğu kanaati oluşuyor. Ösym nin ve uzman doktor sami selçuk biricik in de açıklama ve videolarında net bir aksi beyanı yok ..soruşturmaların akamete uğraması bu ortamda bu bağlantılarla ve tusdata dusdata maddi sponsorluğunda yayın yapan Drtus.com tus/dus/eus forum sitesinde ösym ve yök te tanıdıkları olduğu ve maddi gücü fazla olduğu icin ösym de yök te sağlık bakanlığında muhatap kabul ediliyor itibar görüyor beyanları zaten malumun ilanı beklenen bir durum . Geçmiş yıllardaki Konya Beyaz Kalem olayındaki gibi bundan çıkan, anlatılan veya kanaatimize göre anlatılmayandan hissedilen anlam tusdata hazırlık dersanesinin paralel yapi feto Fethullah Gülen cemaatine genç klinisyenler yapılanması içinde herkesten farklı özel ve çok fazla kontenjan ayırdığı ve iyilik yapmak icin ücretsiz aldığı kişisel verileri yasadışı kaydettiği yani fişleme yaptığı belgeleri videoları rezaleti..
    ÖSYM kampanyaları ile bir yandan tusdata bir yandan STV ve zaman gazetesi bir yandan taraf gazetesi ile ÖSYM'nin şifre ve hatalı soru ve sınavlarla gündeme gelirken kpss, ve polis hakim avukat savcı sınavları yolsuzluğunun unutturulduğu gündemin ösym ciddiyetsizliğiyle yaptığı hatalı sorular üzerinden hak arıyor tarzı kampanyalarla her sınav döneminde ösym yolsuzluğu gündeminin değiştirilip kpss sınavı ve diğer sınav soru çalmalarının ve zaman aşımı türü örtbaslarin siyasette milletvekili Prof.Dr. ÖSYM ve YÖK ' teki kirli bağlantıları, telefon mail iletişim ve irtibatlı kişileri Dolar Euro Dinar Dirhem Afyon Esrar ne kullanıyorlarsa Ali Veli Halil Bilal İsa Musa Sema Esma Ayşe Fatma Fatih Burhan Nurhan Orhan Muharrem Mükerrem Naim Saim Rabia Safiye Nazife Hafize Binnur Zin Nur Rahmi Rahim adları her kimse kimdir bunlar bulunmalı ve hala ayıklanmadığı gerçeğinin örtüldüğü sürece . .
    seffaf olmasi gereken kurumların kanser gibi hasta hastalıklı enfekte bir ilişki zinciri değil mi?
    Her sınavda sorular alındı mı çalındı mi sızdı mi sızdırıldı mi kaygısı yersiz Mi?

    YanıtlaSil